Gün Geçtikçe Daha Karanlık: Faşizm, Istisna Ve Ilkel Birikim Üzerine Notlar
Bu notlar en azından bir şeye dikkat çekmeyi amaçlıyor: Durum hem umutsuz, hem de ciddi. Bir teorik endişe meselesi olarak, günümüzün ‘kriz’ analizinden uzaklaşmamız ve yüzleşmekte olduğumuz şeyin üretim ilişkilerinin büyük bir değişikliğini riske atması ihtimaline karşı tüm önlemleri almamız gerektiğine inanıyorum.
Hakikat ve Yalan
İnsanlık; tarihinin, gerçeğin, yalanın ilerleyişi esnasında bir ana indirgendiği bir evreye giriyor. Hakikat gibi kabul edilmesi gereken bu yanlış söylem, gerçek olmadığı ortaya çıktığında bile doğrudur. Bu şekilde, hakikatin tezahürünün ortaya çıkacağı bir alan olarak dil, elimizden alınıyor. Artık yalanın yayılmasını – ki bu gerçektir, gerçek bir gelişmedir – sessizce gözlemleyebiliriz yalnızca.
Hannah Arendt: Haklara Sahip Olma Hakkı
İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinin 1948 yılında kabul edilmesinin hemen ardından Hannah Arendt’in makalesinin İngilizce tercümesi “İnsan Hakları Nedir?”[1]başlığıyla yayınlandı. Söz konusu makale daha sonra Totalitarizmin Kaynakları’nın dokuzuncu bölümüne dahil edildi ve bildirinin en fazla etki uyandıran eleştirilerinden biri hâline geldi.





