top of page

Marx, Devlet ve Spinoza: Hobbes ve Schmitt’e Karşı

Bill Bowring

Çev: Yusuf Enes Karataş


Marx 1859 yılında “burjuva ekonomik sistemini şu sırayla” incelemeyi amaçladığını belirtmişti: “sermaye, toprak mülkiyeti, ücretli emek; devlet, dış ticaret, dünya pazarı”.[1] Ancak devlete ilişkin analizini yazmaya ömrü vefa etmedi.


Bu yazı şu soruya yanıt bulmaya çalışıyor: Marx’ın bir devlet kuramları eleştirisi inşa ederken kullanacağı kaynaklar hangileriydi? Bu soru aynı zamanda çağdaş bir öneme sahiptir. Ana akım liberal devlet teorilerini ve anayasacılığı eleştirmeyi arzu eden önemli çok sayıda anayasa hukukçusu Marksist eleştirilerden ziyade, Carl Schmitt ve Giorgio Agamben’in yazılarının çekiciliğine kapılır. Buna verilebilecek iyi iki örnek, meslektaşlarım Anton Schütz ve Marinos Diamantides tarafından yakın zamanda yayımlanan Political Theology: Demystifying the Universal [Politik Teoloji: Evrenseli Arındırmak] (2017) ve Costas Douzinas’ın son çalışması Human Rights and Empire: The Political Philosophy of Cosmopolitanism (2007)[2] eserleridir. Hepsinin, Thomas Hobbes ile başlayan silsilenin bir parçası olduğunu öne sürüyorum.


Thomas Hobbes (1588-1679) ve Baruch Spinoza (1632-1677) devletin doğasına ilişkin taban tabana zıt iddialarda bulundu. Bununla birlikte her ikisinin de ortak yönleri materyalist olmaları, “ilahi hak” çağında radikal bir pozisyonda konumlanmış olmalarıdır. Her ikisi de materyalizmlerini, Karl Marx ile paylaştı. Ancak Marx, Hobbes’un değil Spinoza’nın takipçisiydi. 1841 yılında Berlin’de doktora tezini yazarken Marx, Spinoza’nın Tractatus Theologico-Politicus (TTP)[3] eserinin orijinal dili Latinceden[4], özellikle XX. Bölüm’ün (“Özgür bir Cumhuriyet’te herkesin dilediğini düşünmesine ve düşündüğünü söylemesine izin verildiği gösterilmiştir)[5] ve XVI. Bölüm’ün (“Cumhuriyetin Temelleri; her bir kişinin maddi ve medeni hakkı; ve Üstün Gücü kullananların hakkı üzerine”)[6] kopyasını çıkarmıştır. Bunlar Marx’ın kendi kopyasındaki dördüncü ve sekizinci bölümlere tekabül ediyordu. Şu açıktır ki Spinoza’nın, ilahi aşkınlığı ve müdahaleyi çürüttüğü üç bölümden sonra (VI., XIV., ve XV. Bölümler) Marx, doğrudan, o sıralarda kendisini en çok ilgilendiren pasajlara geçiş yapmıştı.


Hobbes’un iki büyük eseri De Cive[7]  (1642) ve Leviathan[8](1651) idi. Spinoza TTP’yi 1670 yılında yayımladı. Yakın arkadaşı Jarig Jelles’e gönderdiği 2 Haziran 1674 tarihli mektubunda Spinoza, Hobbes ile kendisi arasındaki derin farklılıktan bahseder: “Ben doğal hakkı bütünüyle daima muhafaza ediyor ve bir Site'de üstün yöneticinin, bir uyruk üzerinde, yalnızca sahip olduğu gücü ölçüsünde hakkı da olduğunu savunuyorum.”[9] Etienne Balibar, en etkili kitabı Spinoza and Politics’te[10]  Hobbes’un insanın doğal hakkının sınırsız olduğunu ancak her bir hakkın ötekinin hakkını ihlal etmesinden dolayı “herkesin herkese karşı savaşı”na yol açtığı için bu sınırsız doğal hakkın kendisine zarar verdiğini savunduğunu belirtir.[11] Güvenliğin sağlaması için doğal hakların medeni haklar ile, hukuk düzeni ile değiştirilmesi gerekir. Doğa durumunun “çoğunluğun iradesinin tamamen egemenin iradesi (yasa) tarafından temsil edildiği ‘siyasal yapı’” ile değiştirilmesi gerekir.[12] Bir materyalistten gelmesine rağmen muhafazakâr Katolik (ve bir zamanların Nazisi) Carl Schmitt’in yoğun bir şekilde beslendiği kaynak işte budur.[13]


Balibar’ın haklı olarak “demokratik bir manifesto”[14] olarak tanımladığı TTP’de Spinoza “demokratik devlet”in “en doğal devlet ve doğanın herkese bağışladığı özgürlüğe en çok yaklaşan devlet” olduğunu yazdı.[15] Curley, Spinoza’nın “insan doğasının temel ilkelerinden hem devleti gerekli kılan fikir ayrılığı eğilimlerini hem de devleti mümkün kılan uyum eğilimlerini çıkarmaya çalıştığını” açıklar.[16] Daha sonra Ethics’te Spinoza “akılla yönlendirilen bir insan, ortak bir karara göre yaşadığı bir durumda, yalnızca kendisine itaat ettiği bir yalnızlıktan daha özgürdür” diye yazmıştır.[17] Marx da kendi kopyasında şunu vurgulamıştır: “Dolayısıyla Cumhuriyetin sonu gerçekten özgürlüktür”.[18]


Marx, Spinoza’dan öğrendiklerini derhal uygulamaya koydu. Sırasıyla 1842 ve 1843 yıllarındaki ilk yayınları “Comments on the Latest Prussian Censorship Instruction”[19] [Son Prusya Sansür Yönetmeliği Üzerine Düşünceler] ve “On the Freedom of the Press”[20] [Basın Özgürlüğü Üzerine] idi. Marx bu yazılarda Spinoza’dan yalnızca bir kez alıntı yapar: “verum index sui et falsi” (“gerçek hem kendisinin hem de yanlışın standartıdır”)[21] ancak Prusya sansürüne ilişkin canlı reddi baştan sona Spinozacıdır. Marx “Comments”te şöyle yazıyordu: “Ahlak yalnızca kendi evrensel ve rasyonel dinini tanır ve din yalnızca kendi özel pozitif ahlakını tanır. Bu nedenle bu açıklamaya göre sansür; Kant, Fichte ve Spinoza gibi entelektüel ahlak kahramanlarını dinsiz olmaları ve edep, yol yordam bilmemeleri nedeniyle reddetmelidir. Bütün bu ahlakçılar ahlak ve din arasındaki ilkesel çelişkiden yola çıkar çünkü ahlak insan zihninin özerkliğine, din ise heteronomisine dayanır.”[22]


Marx, devleti amaçladığı gibi inceleyebilseydi bu incelemede Spinoza’nın ruhunun var olacağından hiç şüphem yok.


Orijinal metin, "Marx, the State, and Spinoza: Against Hobbes and Schmitt" başlığıyla 6 Kasım 2017 tarihinde Legal Form sitesinde yayımlanmıştır, orijinal metne bağlantı üzerinden erişmeniz mümkündür.


[1] “‘Preface’ to A Contribution to the Critique of Political Economy” [1859], Karl Marx, Later Political Writings içinde, ed. Terrell Carver (Cambridge: Cambridge University Press, 1996) 158’de (özgün vurgu).

[2] ç.n. İnsan Hakları ve İmparatorluk: Kozmopolitanizmin Siyasal Felsefesi, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yay., çev. Kasım Akbaş-Rabia Sağlam, 2017.

[3] ç.n. Teolojik Politik İnceleme, Dost Kitabevi Yay., çev. Cemal Bali Akal-Reyda Ergün, 2008.

[4] Marx-Engels-Gesamtausgabe[bundan böyle MEGA olarak anılacaktır], vol. IV/I (1976), 233–276.

[5] MEGA, vol. IV/I (1976), 5–7

[6] MEGA, vol. IV/I (1976), 9–11.

[7] ç.n. De Cive Yurttaşlık Felsefesinin Temelleri, Belge Yay., çev. Deniz Zarakolu, 2007.

[8] ç.n. Leviathan, Yapı Kredi Yay., çev. Semih Lim, 1993.

[9] Letter 50, Edwin Curley (ed.), The Collected Works of Spinoza, vol. 2 içinde (Princeton: Princeton University Press, 1988), 406.

[10] ç.n. Spinoza ve Siyaset, Otonom Yay., çev. Sanem Soyarslan, 2004

[11] Etienne Balibar, Spinoza and Politics [Spinoza ve Siyaset], trans. Peter Snowdon (London: Verso, 1998 [1985]), 55.

[12] Ibid. (özgün vurgu).

[13] Özellikle bkz. Carl Schmitt, The Leviathan in the State Theory of Thomas Hobbes: Meaning and Failure of a Political Symbol, trans. George Schwab and Erna Hilfstein (Chicago: University of Chicago Press, 1996 [1938]). Ayrıca bkz. Jacob Als Thomsen, “Carl Schmitt–The Hobbesian of the 20th Century?”, 20 (1997) Social Thought & Research 5.

[14] Balibar, Spinoza and Politics [Spinoza ve Siyaset], 25.

[15] Curley, Collected Works of Spinoza, vol. 2, 289.

[16]Edwin Curley, Behind the Geometrical Method: A Reading of Spinoza’s Ethics (Princeton: Princeton University Press, 1988), 119.

[17]Ethics, [Etika, Dost Kitabevi Yay., çev. Hilmi Ziya Ülken, 2016] bk. 4, prop. 73, Edwin Curley (ed.), The Collected Works of Spinoza, vol. 1 içinde (Princeton: Princeton University Press, 1988), 587.

[18]MEGA, vol. IV/I (1976), 237.

[19]Bu metin ilk olarak Anekdota zur neuesten deutschen Philosophie und Publicistik, Bd. 1’de yayımlanmıştır. Bkz. Marx/Engels Collected Works [bundan böyle MECW olarak anılacaktır], vol. 1 (London: Lawrence & Wishart, 1975), 109–131.

[20]Bu metin ilk olarak the Rheinische Zeitung’da yayımlanmıştır. Bkz. MECW, vol. 1, 132–181.

[21]Ethics [Etika], bk. 2, prop. 43, Curley, Collected Works of Spinoza, vol. 1 içinde, 479.

[22]Bkz. MECW, vol. 1, 119.

bottom of page