top of page

Elveda Peter Fitzpatrick (1 Kasım 1941 - 20 Mayıs 2020)

Sundhya Pahuja

Çev: Yusuf Enes Karataş


Peter Fitzpatrick, İngilizce konuşulan dünyadaki en etkili ve özgün eleştirel hukuk teorisyenlerinden biri olarak geniş çapta saygı gördü. Modern hukukun sömürge ve sömürge sonrası boyutları üzerine yaptığı çalışmalar hukuk teorisi alanını değiştirdi ve hukuk bilimi ile yargısal aktivizme önemli katkılarda bulunmaya devam eden birçok bilim insanının araştırmalarına ilham verdi.


20 Mayıs Çarşamba günü 78 yaşında kanser yüzünden gerçekleşen ölümünden bu yana dünyanın her yerinden öğrenciler, danışmanlar, meslektaşlar, birlikte çalıştığı ve zamanında muhatap olduğu insanlar sosyal medyada üzüntülerini dile getirdi. Bu mesajlarda öne çıkan iki şey vardı. Birincisi, neredeyse istisnasız olarak, her mesaj ‘cömert’ kelimesinden bahsetmişti. İkincisi, hiç kimse Peter’a saygılarını, minnettarlıklarını veya sevgilerini iletmediği için pişman olduğunu ifade etmedi. Bu, bir meslekte – ve dünyada – başkalarını önemsemek ve kişinin saygısını iletmek gibi verimsiz meseleler için zamanın olmadığı kanısıyla tanımlanan alışılmadık bir durumdur. Ancak bunlar Peter’ın dünyada var olma biçimiyle bağlantılıdır. Onunla vakit geçirmek durgunluk ihtimalini yaratıyor gibiydi ve sevgiyi hem yaratmış hem de çağırmıştı.


Peter, İngiltere’nin bahçesi Kent’te öldü ve külleri, karısı Shelby Ferris-Fitzpatrick ile yaşadığı Sturry kasabasındaki Old Vicarage’in güzel bahçesine geri dönecek. Ancak Peter, Avustralya’nın Queensland kırsalında doğmuştu. Peter’ın akademiye giden yolu alışılmadık bir yoldu. Kendi kuşağındaki birçok kıdemli Avustralyalı akademisyenin aksine Peter, Avustralya’da lisans derecesine sahip olduktan sonra onu Oxbridge’e gönderen bir aileden gelmedi. Bunun yerine Peter ilk yıllarını Dalby’de, ‘kitabı olmayan bir evde’ geçirdi ve bölgesel bir merkez olan Towoomba’daki bir Cizvit yatılı okul olan Downlands Collega’da okumak için burs kazandı. Peter orada, önce Downlands’ta sonra da University of Melbourne’de öğrencilerine edebiyat ve şiir sevgisi aşılamasıyla bilinen bir öğretmen ve o zamanlar Downlands Okul Müdürü olan Tim Kelly’den eğitim aldı. Tıpkı Kelly gibi Peter da okulu bitirdikten sonra Rahiplik eğitimine katıldı. Eğitimlerin çoğu ve bu eğitimler esnasında metinler üzerine derin bir şekilde düşünüyor oluşu hayatı boyunca açıkça görüldüğü üzere okumaya yönelik yavaş ve hermenötik yaklaşımını etkiledi. Eğitimini bitirmesine rağmen Peter, sorgulamaya ilişkin yasağı kabul etmediği için henüz Acemiyken ilk yılında ruhban okulundan ayrıldı.


Aynı zamanda University of Queensland’de hukuk eğitimi alırken küçük bir hukuk şirketinde sözleşmeli stajyer avukat olarak iş bulduğu Dalby’e döndü. Her geceyi okuyarak, makaleler yazarak ve bunları postayla göndererek geçiren Peter bu mektuplaşarak yürütülen eğitimde öğretmenlerinden uzun yanıtlar aldı. Lisans eğitiminin sonunda Peter bir sınava alındı, sınav sonucunda birinci oldu ve kendisine University of Queensland’de asistan olarak bir iş teklif edildi. Peter hayatı boyunca bir üniversiteye hiç ayak basmamış olmasına rağmen bu sefer bu teklifin kendisi için daha uygun bir teklif olduğunu hissetmişti. Üniversitedeki öğretmenlerinden biri onu Sidney ve Londra uygulamalarını birbirine bağlayan bir rolde Baker and McKenzie hukuk firmasında işe aldığında aslında bu görevi kabul etmek üzereydi. Peter hukuk firmasındaki görevi kabul etti ve ileride eşi olacak olan Shelby ile tanışacağı Londra’ya gönderildi. (Onun ifadesiyle ‘başıma gelen en önemli şey’).


İki yıl sonra Peter, Queens University Belfast’ta bir görev alması için farklı bir hukuk uzmanlığı ile tanınmış olan Profesör William Twining ile görüştürüldü. Bu aynı zamanda Kuzey İrlanda’da ‘sorunlar’ın başladığı zamandı ve bu dönem ile Peter ve Shelby’nin toplumsal katılımı hakkında söyleyecek daha fazla şeyler olduğuna şüphe yok. Belfast aynı zamanda ilk çocukları Tesher’ın doğumunu da kutladıkları yerdi. Ancak birkaç yıl sonra Peter, akademik yörüngesini kesin bir biçimde şekillendirecek başka bir teklif aldı. Bu kez, o zamanlar hala Avustralya yönetimi altında olan Papua Yeni Gine’deki Yüksek Mahkeme başkanı John Minogue tarafından kendisine ulaşıldı. Görev Papua Yeni Gine’ye gitmek ve Commonwealth Vakfı tarafından finanse edilen kasaba düzeyinde ekonomik örgütlenme üzerine bir araştırmayı yürütmekti. Peter bu rolü üstlendi ve ikinci çocukları Vagi’nin doğduğu Papua Yeni Gine’de altı yıl geçirdi. Peter, araştırma ve rapor yazmanın yanında daha sonra bağımsız Papua Yeni Gine’nin ilk Başbakanı olacak olan Michael Somare için de çalıştı. Bu deneyimler birkaç yıl sonra, 1980 yılında yayımlanan Law and the State in Papua New Guinea [Papua Yeni Gine’de Hukuk ve Devlet] kitabına kaynaklık edecekti. Bu kitap bir hukuk bilimci tarafından yazılan ve antropolojik kuramdan etkilenen ilk metinler arasındaydı. O dönemlerde öteki beyaz hukuk akademisyenleri tarafından benimsenen modernizasyon anlatılarını reddetmesi alışılmadık bir durumdu. Aynı dönemin ‘Birinci Dünya’ Alimlerinin pek çok kitabını niteleyen kibir ve idealizmin aksine Law and the State in Papua New Guinea, ‘dayatılmış hukuk’un ve dekolonizasyon sürecinde insanların yeniden yapılandırılmasındaki etkilerinin ölçülü ancak ateşli bir açıklamasıdır. Bu metin, Ortodoks Marksizm’in Avrupa merkezciliği ile aynı zamanda emperyal ve post-emperyal politik ekonomiye olan ilgisinde, Marksist düşüncenin sömürge sonrasına hem uygunluğunu hem de sömürge sonrasına ilişkin sınırlarını anlamada kritik öneme sahip olmasının yanı sıra ‘hukuk ve gelişim’i anlamak için de kritik bir öneme sahip bir metin olmaya devam ediyor.


Papua Yeni Gine’de geçirilen 6 yıldan sonra Peter, Avustralya’ya dönmeyi planlıyordu. Ancak Avustralya National University’de çalışmak üzere kendisine teklif edilen iş Kasım 1975 dolaylarında Avustralya’nın siyasi kargaşasında kayıplara karıştı. Peter, ayakta tutması gereken genç bir aile ile, ve kendisi ile sömürge idarecileri arasındaki sevgiyi pek kaybetmeksizin, University of Kent’teki bir işi kabul ettiği Birleşik Krallık’a döndü. Bu kez Birleşik Krallık’taki ilk kadın hukuk profesörü – ve kadın hukuk dekanı – olan ve Belfast’ta tanıdığı Profesör Claire Palley tarafından işe alındı. Peter, Kent’te geçirdiği 20 yıl boyunca Maureen Cain ve Allan Hunt ile birlikte, Birleşik Krallık’ta eleştirel çizgiye yönlendirilmiş hukuk biliminin gelişmesine yardım etme ve desteklemede çok önemli bir rolü olan ve halen de devam eden, bir hareketten konferansa (harekete) dönüşen, İngiliz ‘Eleştirel Hukuk Konferansı’nın kuruluşunda kilit bir figürdü. 1996 yılında Queen Mary’deki fakülteye katılmak için Kent’ten ayrıldı ve birkaç yıl sonra emekli olana kadar kaldığı University of London bünyesindeki Birkbeck College’da Profesör oldu. Peter ayrıca Kent’te onursal bir mevkiinin ve Oñati International Institute for the Sociology of Law’da bilim kurulu üyeliğinin de sahibi oldu. Eleştirel Hukuk Konferansı’ndaki rolünün yanı sıra Anglofon dünyadaki sosyo-hukuki çalışmalara, hukuk ve beşerî bilimler ile hukuk ve edebiyat çalışmalarına önemli kurumsal ve entelektüel katkılarda bulundu.


Peter’ın bu denli tanınmasına neden olan eseri 1992 yılında yayınlanan The Mythology of Modern Law [Modern Hukuk Mitolojisi] idi. Bu çalışma Kıta modernitesinin mistik bir şekilde güvence altına alınmasında hukukun rolünü tanımladı. Aynı zamanda bir bilim insanı kuşağının ırk, hukuk ve imparatorluk arasındaki ilişkiye yaklaşımını değiştirdi. 2017 yılında Melbourne University’de kitabın yayınlanmasının 25. yılının şerefine bir retrospektif düzenlendi ve Australian Feminist Law Journal’da kitabın etkisi üzerine bir dizi değerlendirme yayınlandı. Burası Peter’ın bütün yayınlarını sayıp dökecek yer değil ancak benim için, iki eserinden daha özel olarak bahsedilmelidir. İlki, 1991 yılında yayınlanan ancak benim birkaç yıl sonra Kanada’da öğrenciyken karşılaştığım ve hukuk anlayışımı elektrik çarpması gibi sarsan Dangerous Supplements: Resistance and Renewal in Jurisprudence [Tehlikeli Katkılar: Hukukbiliminde Direniş ve Yenilenme] idi. İkincisi ve 2001 yılında yayınlanan ve benim her zamanki gibi yayınlandığı zaman okumadığım Modernism and the Grounds of Law [Modernizm ve Hukukun Temelleri] idi. Grounds, Peter’ın hukukun her zaman belirlilik ve cevaplanabilirlik ya da sabitlik ve değişim arasındaki gidip geldiği şeklindeki özgün açıklamasının en sürdürülebilir keşfini sunar. Aynı zamanda birçok uluslararası hukuk teorisyeni üzerinde önemli bir etkiye sahip olacak olan otorite ve köken mitleri arasındaki ilişkiye dair Peter’ın görüşlerini geliştirir. Ruth Buchanan, Stewart Motha ve benim 2013 yılında editörlüğünü yaptığımız Reading Modern Law: Critical Metholodigies and Sovereign Formations [Modern Hukuk Okumaları: Eleştirel Metodolojiler ve Egemen Oluşumlar] adlı kitap tanınmış akademisyenlerin Grounds düşüncesini ele alan bir dizi denemesini sunuyor. Peter; hukuk, ırk, direniş, ulus ile hukuk ve edebiyat üzerine çalışmalarının yanı sıra Foucault üzerine yaptığı çalışmalarla da tanınıyordu. Ben Golder ile yaptığı verimli bir iş birliği 2009 yılında Foucault’s Law [Foucault’nun Hukuku] ve 2010 yılında Foucault and Law [Foucault ve Hukuk] kitaplarını ortaya çıkardı. Peter kariyeri boyunca, 2007 yılında Association for the Study of Law, Culture and the Humanities’ten [Hukuk, Kültür ve Beşerî Bilimler Çalışmaları Derneği] aldığı James Boyd White Award [James Boyd White Ödülü] da dâhil olmak üzere “alandaki olağanüstü akademik başarıyı onurlandıran” birçok onursal ödül aldı.


Ancak bu etkiye ve tanınmaya rağmen Peter hiçbir zaman statü arayışında olmadı ya da prestij peşinde koşmadı ve çoğumuzun şu anda olduğunu düşündüğüm akademisyenden çok daha farklı tarzda bir akademisyendi. Bu farkın bir kısmı üniversiteden ve son 20 yılda geçirdiği dönüşümlerden; ancak bir kısmı da sadece kim olduğundan ve bilim insanı, öğretmen ve danışman rolünü üstlendiği benzersiz yöntemden kaynaklanır. Montreal’de genç bilim insanlarına verdiği ‘entelektüelin sorumsuzluğu’ adlı dersi hatırlıyorum. O derste, belki de Blair’in Britanya’sının zirvesinde, Peter bizi Hükümet’in ‘politika uygunluğu’nun nezdinden ve bu politikanın getirebileceği şeylerin yüzeyine yapılan hafif yolculuktan kaçınmaya teşvik etti. Bunun yerine bir konunun altında yatan şeyi yavaşça ve yorulmak bilmez bir biçimde incelemeliydik. Bıkmadan usanmadan okumak, her zaman okumak. Bu pragmatik bir ‘kariyer tavsiyesi’ değil, ‘mükemmellik’e yönelik telaşta neyin tehlike altında olduğunu ortaya koyan bir bilimsel sorumluluk açıklamasıydı.


Peter pek çok şeyle tanınıyordu ancak ilk öğrencisi Colin Perrin’den, hiç şüphesiz Peter’a hürmetlerini kaleme alacak olan son doktora öğrencisi grubuna kadar olağanüstü bir danışman olarak ünlendi. Benim için 2002 yılından 2009 yılına kadar onun gözetimi ve danışmanlığı altında olmak dönüştürücü oldu. Onunla çalışma şansı bulduğuma hala inanamıyorum. Belki de bize aynı anda hem meydan okuma hem de destekleme yeteneği, düşüncelerimizi asla hayal edemediğimiz şekillerde genişletmemizi teşvik ediyordu. Bazen Peter’a, kendisi doktora yapmadığı ve bir danışmana sahip olmadığı için danışmanlık yapmayı nasıl öğrendiğini sorardım. Her zamanki gibi program niteliğinde bir cevabı yoktu. Ama bazen kendisinin hiç akıl hocası olmadığı için isteyeceği kişiyi hayal ettiğinden ve bu imkânsız figürün kendisine rehberlik etmesine izin verdiğinden şüpheleniyordum. Şimdi kendi öğrencilerime danışmanlık yaparken bazen, ‘bu durumda Peter olsa ne yapardı?’ diye merak ettiğimden kendime gülüyorum. Sürekli olarak onun danışmanlığının oldukça altında kalıyorum ve her zaman en talepkâr anında bile ne kadar cömert olduğunu hatırladığımda şaşkınlığa düşüyorum ve cesaretleniyorum. Ve bu cömertliğin hatırası bile beni daha iyisini yapmaya teşvik ediyor.


Yazabileceğim daha çok şey var, özellikle Peter’ın mizah anlayışı ve Shelby ile birlikte bizi nasıl hayatlarına dâhil ettikleri hakkında birçok şey. Ama belki de durmak için doğru yer burasıdır. Peter ve Shelby’e dair bir görüntü ve birçoğumuzu farklı zamanlarda memnun ve teselli eden Old Vicerage’daki bahçe ile birlikte. Peter’ın geri döndüğü bahçe. Topraktan geldi insan yine toprağa dönecek.


Orijinal metin, "Vale Peter Fitzpatrick (1 November 1941 – 20 May 2020)" başlığıyla 26 Mayıs 2020 tarihinde Critical Legal Thinking sitesinde yayımlanmıştır, orijinal metne bağlantı üzerinden erişmeniz mümkündür.

bottom of page